Ey milletin ensesinde boza pişiren merhametsizler!
Ey milletin Meclisinde kayıkçı kavgası yapan gafiller!
Ey Salı’dan Salı’ya sara nöbetine tutulup ağzı köpürenler!
Ey birbirlerine ağza alınmayacak iğrenç sözlerle saldıranlar!
Ey makam koltuklarıyla Milletvekillikleri etiketleri arasında sıkışıp cüceleşenler!
Bu vatana kastınız, bu millete hıncınız niye?
Bu saldırganlık, bu sorumsuzluk, bu acımasızlık ve bu vefasızlık neden?
Bugün size Kirte Muharebelerini anlatacağım!
YÜZÜME BAKARAK CEVAP VERİN;
Bu aziz mübarek topraklar, ne kupon karşılığı ve ne de piyangoyla vatan oldu bizlere!
Kirte’den, Sakarya’ya, Dumlupınar’a, 9 Eylül 1922 İzmir’e, dahası Ankara’ya nasıl, hangi zahmet, hangi yokluklar, acılar ve gözyaşlarından sonra gelinebildi?
Bu devleti, bu Cumhuriyeti kurabilme yolunda kaç gelin dul, kaç çocuk yetim kalıp, kaç ocak söndü?
Nimetlerini tepe tepe kullandığınız TBMM, hangi yokluklar içinde nasıl açıldı?
AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYUN
VE BİR VİCDAN YOKLAMASI ÇEKİN KENDİLERİNİZE!
Kirte'de Mehmet, Kirte'de şehadete koşuş.
Düşmanla aradaki mesafe 8 Metre, ölüm kaçınılmaz.
Birinci siperdekilerin tamamı şehit oluyor, ikinci siperlerdekiler yıldırım hızıyla hemen onların yerlerini alıyor, fakat ne kadar imrenilecek soğukkanlılık ve ne büyük bir tevekkül ki üç dakika sonra öleceğini biliyor ama en ufak sarsılma, çekilme, korku ve endişe belirtisi yok.
Yüzbaşı tetikte, hücum için emir bekliyor.
Askerin tamamı süngü takmış siperden fırlamaya hazırlar.
Bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor, bilmeyenler salâvat getiriyor ve cennete gitmeye hazırlanıyorlar.
Zaman uzuyor.
Yüzbaşı askerlerine sesleniyor;
"Yavrularım, aslanlarım, biraz sonra Cenab-ı Rabb'ül Alem'in huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim. Haydi! Tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp, hep beraber teyemmüm edelim..."
Teyemmüm edilir.
Bekleme devam etmektedir.
Biraz sonra Yüzbaşı;
‘’Çocuklarım! Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz.
Önümüzde biraz daha zaman var. İleride arkadaşlarımız şehit oluyor.
Hem ileride şehit olanlar için, hem de vakit varken kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım" der.
Her biri Kâbe'yi karşısına almış.
Kâbeyi görüyor, öleceğini biliyor.
En arkalardan Of'lu Ali Çavuş’un gür sesi yükselir " ER KİŞİ NİYETİNE "
O gün Kirte’de düşmana karşı yapılan hücumda, kendi cenâze namazını kılanlardan pek azı ancak sağ kalabilmişti.
Onlar ki Türk’ün kahraman evlâtları,
Onlar ki Bedrin aslanları gibiydiler ve yeminlerine sadık kalarak Allah'a verdikleri sözü tuttular.
EY GAFLET EHLİ!
Buraya kadar okuduklarınızdan zerre kadar olsun bir ders çıkarabilmiş iseniz lütfen okumaya devam edin!
Bu aziz mübarek topraklar, ne kupon ve ne de piyangoyla vatan oldu bizlere.
Allah’a sonsuz kere şükürler olsun ki bizler böyle şanlı bir ecdadın torunlarıyız.
Böyle büyük bir ecdadımız varken, bir Türk için dünyada imrenilecek ne var ki?
Dünyaya insanlık nedir öğreten,
Fethettikleri her ülkeye atlarının nallarıyla medeniyetin, insâniyet, hakkaniyet ve adâletin mührünü vuran ceddimizi her an şükranla yâd ederek, onların aziz hatıralarını yeni yetişen nesillerimizin gönüllerine ve zihinlerine ilmek ilmek nakşederek ölümsüzleştirmeliyiz.
TÜRK OLMAK;
Soylu, asil ve yüksek karakter sahibi, yaratılışında kendisine bahşolunan NEFHA-İ İLÂH-İ’NİN şuurunda, adâlet ve merhamet ehli, cesur ve cömert olmak demektir…
TÜRKLERİN MEDENİYET ANLAYIŞI;
Merhamet- Sevgi- Tevazu- Mutluluk- Türk töresi, İslâm ahlâkı ve bütün bu güzellikleri başkalarıyla da paylaşım isteği üzerine kuruludur.
Bu anlayış, Türkleri diğer milletlerden farklı kılıcı bir özelliktir.
Zira bu anlayışın kaynakları, Türk töresi, merhamet, adâlet gibi duygulardan oluşan bir değerler manzumesidir.
SÖZÜM MECLİS DIŞINA!
TÜRK'E İHANET NE BÜYÜK İMANSIZLIK, NE BÜYÜK BİR ALÇAKLIKTIR.
Türk’ün yurdunda yaşayıp, Türk’ün imkânlarından, makamlarından, merhamet ve insâniyetinden istifade edip de Türk’e karşı nankörlük edenlerin her biri bilinmelidir ki insanlıktan nasipsiz, iman fukarası birer soysuzdurlar ve asla kendilerine itimat edilmemelidir.
12 Mart 2021
ORHAN KILIÇOĞLU