Düzenlenen Programa, Vakfıkebir Kaymakamı Mesut Yakuta, Vakfıkebir Belediye Başkanı Muhammet Balta, İlçe Emniyet Müdürü Fahrettin Sadullahoğlu, İlçe Jandarma Komutanı Bekir Gündüz, İlçe Milli Eğitim Müdürü Samim Aksoy, daire amirleri, okul müdürleri, öğretmenler ve aileleri katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Slayt Gösteri ve VTR ile başlayan program Vakfıkebir İmam Hatip Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni (Vakfıkebir Fen Lisesi’nde Görevli) Adem Gün, ‘Öğretmenlik Mesleğine Yeni Başlayanlar Adına’ yaptığı konuşmayla devam etti. Gün, yapmış olduğu konuşmada şu ifadelere yer verdi, “Türk öğretmeninin toplumdaki yerini ve önemini belirtmek, saygınlığını artırmak, öğretmenler arasında sevgi, saygı ve dayanışma bağlarını kuvvetlendirmek, emekli öğretmenleri saygı ile anmak ve mesleğe yeni başlayan öğretmenlerde mesleklerinin yüceliği bilinci uyandırmak amacıyla, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün millet mektepleri başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım günü, 1981 yılından bu yana Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bugün tüm öğretmenlerimizin hizmetlerine karşılık, unutulmadıklarını gösteren bir gündür. Öğretmenlik, insanlık tarihinin maddi bir ölçütü olmayan ölümsüz mesleğidir. Her işi bilen, her işi yapan, bilgi deposu ve ayaklı kütüphane olmak yerine; bilgi kaynaklarını öğreten yönlendiren, değerlendirme alışkanlığı kazandıran bir kişidir, öğretmen. Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve bir hizmet mesleğidir. Toprak altına atılan bir tohumun, onlarca tohum verebilmesi için kendisini feda etmesi gibi, bir öğretmen de hayatını bu anlamlı ve şerefli meslek uğruna adayabilmelidir. Damardan verilmiş bir güçtür öğretmen olmak. Aç kalmayı, açıkta kalmayı, iklimlerin değişkenliğini, mevsimlerin zorluğunu unutmaktır size imrenerek bakan çocuk gözlerde. Sınıfa girdiğiniz anda sorunlar, dertler, acılar, hüzünler yok olur. Çünkü sizi bekleyen, ağzınızdan çıkacak sözcüklere bakan çocuklarınız vardır. Nasıl unutabilirsiniz! Nasıl yok sayabilirsiniz! Nasıl bana ne diyebilirsiniz! Öğretmen olmak bir yürek işidir. Çünkü beyninizle yüreğinizi birleştiren bir köprüdür. Mustafa Kemal’in Kocatepe’den bakışıdır öğretmen olmak, dalga dalga sürüklemektir gençleri... Samsun’dan karanlığın üstüne doğmaktır öğretmen olmak... Önüne katıp cehaleti Ege’de sulara gömmektir. Berrak bir Türkçedir öğretmen olmak, diline kültürüne sarılmaktır. Ayyıldız olup göklerde dalgalanmaktır öğretmen olmak. Sözün özü bir sevdadır öğretmen olmak, yüreklerde vatan vatan atmak, damarlarda bayrak bayrak dolaşmaktır.” Dedi.
Programın devam eden bölümünde ise, Uğur Türkyılmaz ‘Emekli Öğretmenler’ adına konuşma yaptı. Türkyılmaz, yapmış olduğu açıklamada ise şu ifadelere yer verdi, “Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bugün tüm öğretmenlerimizin hizmetlerine karşılık unutulmadıklarını gösteren bir gündür. Her işi bilen, her işi yapan, bilgi deposu ve ayaklı kütüphane olmak yerine, bilgi kaynaklarını öğreten, yönlendiren değerlendirme alışkanlığı kazandıran bir kişidir, Öğretmen. Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve bir hizmet mesleğidir. Toprak altına atılan bir tohumun onlarca tohum verebilmesi için kendisini feda etmesi gibi, bir öğretmen de hayatını bu anlamlı ve şerefli meslek uğruna adayabilmelidir.” Dedi.
Son olarak ise, Günün Anlam ve önemini belirten konuşmayı, İlçe Milli Eğitim Müdürü Samim Aksoy yaptı. Aksoy, yapmış olduğu açıklamada, “Öğretmenlerine hak ettikleri değeri vermeyen, onların fedakârlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen hiçbir toplumun geleceği olamaz” diyerek Türk milli eğitimin amaçlarını gerçekleştirmek üzere insanlık tarihinin en önemli ve ölümsüz mesleğini icra eden ve emekli olan tüm öğretmenlerimizin, geriye kalan hayatlarını sağlıklı, huzurlu ve refah içerisinde geçirmelerini diliyor, aramıza yeni katılan meslektaşlarımıza da hoş geldiniz diyorum. Öğretmenler gününün amacı; öğretmenin toplumdaki yerini, önemini ve sorunlarını belirlemek, bu sorunları topluma sunmak ve çözüm yolları aramaktır. Öğretmenlerin kendi aralarındaki bağları kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Bizleri eğiten öğretmenlerimize duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımızı dile getirmek, ziyaret etmek ya da bir telefonla, mektupla hatırlarını sormak için vesiledir. Müfredat programı ve sınav sisteminin değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Bu değişimleri dikkatle takip etmeli, bilgilerimizi yenileyerek öğrencilerimize aktarmalıyız. Zira baş döndürücü bir hızla değişen, gelişen, sanayileşen dünyamızdaki yerini alamayan ve darbelere karşı duramayan milletlerin, gelişmiş devletlerin sömürgesi ve kölesi olacaklarını geleceğimiz olan öğrencilerimize öğretmek zorundayız. Güçlü olanların hürriyet dağıtıcısı, güçsüz olup ülkesini savunanların ise haksız sayıldığı bir dünyadayız! Bu şartlar karşısında bize düşen; bizi biz yapan milli ahlak ve milli kültürümüzün bozulup, yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine, öğretilmesine, bilgili, nitelikli insan gücü yetiştirilmesine önem vermeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti´ni ilelebet yaşatmak için; milli-manevi değerlerimiz etrafında sıkılmış bir yumruk gibi kenetlenip çok çalışmalıyız. Bir insanı kurtarmanın, bir âlemi kurtarmak kadar önemli olduğu, eğitilen bir insanın, huzurlu bir toplum ve mutlu bir gelecek olduğu unutulmamalıdır. Unutmayalım ki; başağın yetişmesine engel, sadece zararlı otlar değil; çiftçinin de ihmali göz ardı edilemez. Bunun için muhatabı insan olan bizlerin yapacağı bir hatanın telafisi yoktur. Hatamız toplumumuzun felaketidir” ifadelerine yer verdi.
Programın son bölümünde ise, 2017 yılında emekli olan öğretmen ve personellere hizmet şeref belgeleri verilip, Adaylıkları kaldırılan öğretmenlerin ise yemin törenleri yapıldı.
Haber: Vakfıkebir Haber - Kerim BAŞTAN